İngilizce öğrenen herkesin ilk öğrendiği konulardan biri “saat sorma ve söyleme”dir. Günlük konuşmalarda sıkça duyduğumuz “What time is it?” sorusu basit görünse de içinde birçok küçük ama önemli dil bilgisi detayı barındırır.

İngilizce’de saati sormanın en yaygın üç yolu vardır:
Saat Sorma
- What time is it? → “Saat kaç?”
- Do you have the time? → “Saatiniz var mı?” / “Saat kaç acaba?” (daha kibar ve dolaylı bir ifade)
- Could you tell me the time, please? → “Lütfen bana saati söyler misiniz?”
Örnek diyalog:
- Excuse me, what time is it?
- It’s half past nine.
- Thank you!
- You’re welcome.
Saat Söyleme
İngilizce’de saatleri söylerken iki ana sistem vardır:
- Digital system (Sayısal sistem)
- Analog system (Klasik ifade – past/to yapısı)
a) Sayısal Sistem (Digital)
Bu sistem saati tam olarak okuduğumuz sistemdir:
- It’s three o’clock. (Saat üç.)
- It’s five fifteen. (Saat beşi on beş geçiyor.)
- It’s ten forty-five. (Saat on bire on beş var.)
Kural basit: saat → dakika şeklinde okunur. Özellikle dijital saatlerde ve resmi ortamlarda (örneğin tren saatleri, toplantı zamanları) bu sistem tercih edilir.
b) Klasik Sistem (Past / To Yapısı)
Bu sistemde saat yarımın öncesinde “past”, sonrasında ise “to” kullanılır. Yani “geçiyor” anlamında past, “var” anlamında to.
| Türkçesi | İngilizcesi | Açıklama |
| Saat üçü beş geçiyor | It’s five past three | “past” → geçiyor |
| Saat yediyi çeyrek geçiyor | It’s quarter past seven | “quarter” → çeyrek |
| Saat dokuza yirmi var | It’s twenty to nine | “to” → var |
| Saat on buçuk | It’s half past ten | “half past” → buçuk |
O’Clock – Tam Saatler
Tam saatlerde “o’clock” kullanılır.
- It’s one o’clock. → Saat bir.
- It’s six o’clock. → Saat altı.
Ancak konuşma dilinde çoğu zaman “o’clock” atlanır:
- It’s six. (daha doğal bir ifade)
AM ve PM
İngilizce’de 12 saatlik sistem kullanılır bu nedenle sabah mı akşam mı olduğunu belirtmek için AM ve PM ekleri kullanılır.
| Kısaltma | Açılımı | Zaman Aralığı |
| AM | ante meridiem | 00:00 – 11:59 (sabah) |
| PM | post meridiem | 12:00 – 23:59 (öğleden sonra / akşam) |
Örnekler:
- It’s 7 AM. → Sabah yedi.
- It’s 7 PM. → Akşam yedi.
Günlük konuşmada AM/PM genelde sayısal saat kullanıldığında belirtilir. “Past / to” sistemiyle konuşurken zaten bağlamdan anlaşılır:
- It’s quarter past ten. (Sabah mı akşam mı, bağlama göre anlaşılır.)
Half Past, Quarter Past ve Quarter To İfadeleri
İngilizcede saatleri söylerken iki ana kelime çok önemlidir:
- past → “geçiyor” anlamına gelir.
- to → “var” anlamına gelir.
Yani İngilizce, zamanı bir sonraki saate ne kadar var veya bir saati ne kadar geçti şeklinde anlatır. Bu sistem, özellikle “çeyrek” ve “buçuk” ifadelerinde çok sık kullanılır.

HALF PAST → “Buçuk”
“Half past” ifadesi saatin 30 dakika geçtiğini belirtir. Türkçedeki “buçuk” anlamına gelir.
Yapı: It’s half past + [saat]
It’s half past three. → “Saat üç buçuk.”
Burada:
- half = yarım (30 dakika)
- past = geçiyor
Dolayısıyla “half past three” kelime kelime çevrilirse “üçü yarım geçti” demektir. Ama biz bunu Türkçede “üç buçuk” diye söyleriz.
Örnekler:
- It’s half past one. → Saat bir buçuk.
- It’s half past seven. → Saat yedi buçuk.
- It’s half past eleven. → Saat on bir buçuk.
İngilizcede “thirty” de kullanılabilir, özellikle dijital saatlerde:
- It’s one thirty. → Saat bir otuz.
Ama “half past one” daha doğal ve konuşma dilinde yaygın bir ifadedir.
A QUARTER PAST → “Çeyrek Geçiyor”
Bu ifade saatin 15 dakika geçtiğini gösterir. Türkçede “çeyrek geçiyor” olarak çevrilir.
Yapı: It’s (a) quarter past + [saat]
Örneğin:
- It’s a quarter past nine. → “Saat dokuzu çeyrek geçiyor.”
Burada:
- quarter = çeyrek (bir saatin dörtte biri, yani 15 dakika)
- past = geçiyor
Yani a quarter past nine = “dokuzu on beş dakika geçti.”
Örnekler:
- It’s a quarter past two. → Saat ikiyi çeyrek geçiyor.
- It’s a quarter past five. → Saat beşi çeyrek geçiyor.
- It’s a quarter past ten. → Saat onu çeyrek geçiyor.
İpucu: Kimi zaman “a” düşürülebilir:
- It’s quarter past five.
Bu da tamamen doğrudur. “A” kelimesi isteğe bağlıdır.
QUARTER TO → “Çeyrek Var”
Bu ifade bir sonraki saate 15 dakika kaldığını belirtir. Yani “çeyrek var” anlamındadır.
Yapı: It’s (a) quarter to + [sonraki saat]
Örneğin:
- It’s a quarter to five. → “Saat beşe çeyrek var.” (Bu 4:45 demektir.)
Burada:
- quarter = çeyrek (15 dakika)
- to = var (yani o saate doğru gidiyoruz)
Yani “a quarter to five” → “beşten 15 dakika önce”, yani 4:45.
Örnekler:
- It’s a quarter to three. → Saat üçe çeyrek var. (2:45)
- It’s a quarter to nine. → Saat dokuza çeyrek var. (8:45)
- It’s a quarter to twelve. → Saat on ikiye çeyrek var. (11:45)
İpucu: “Quarter to” her zaman bir sonraki saati alır.
Bu yüzden genelde karıştırır:
- “Quarter to five” → Beşe çeyrek var (4:45)
- “Quarter past five” → Beşi çeyrek geçiyor (5:15)
Temel Zaman Kelimeleri
| İngilizce | Türkçesi | Örnek Cümle |
| Time | Zaman / Saat | What time is it? → Saat kaç? |
| Hour | Saat (zaman birimi) | There are 24 hours in a day. → Bir günde 24 saat vardır. |
| Minute | Dakika | There are 60 minutes in an hour. |
| Second | Saniye | Wait a few seconds. → Birkaç saniye bekle. |
| Clock | Saat (duvar saati vb.) | The clock is on the wall. |
| Watch | Kol saati | I wear a watch every day. |
| O’clock | Tam saat (örneğin “three o’clock”) | It’s six o’clock. → Saat altı. |
| Quarter past … | …’i çeyrek geçiyor | It’s a quarter past four. → Saat dördü çeyrek geçiyor. |
| Quarter to … | …’a çeyrek var | It’s a quarter to ten. → Saat ona çeyrek var. |
| Half past … | … buçuk | It’s half past five. → Saat beş buçuk. |
| Past | Geçiyor | It’s ten past two. → Saat ikiyi on geçiyor. |
| To | Var | It’s ten to nine. → Saat dokuza on var. |
| AM | Öğleden önce (morning) | 7:00 a.m. = sabah yedi |
| PM | Öğleden sonra (afternoon / evening) | 7:00 p.m. = akşam |
| İngilizce | Türkçesi | Örnek Kullanım |
| Early | Erken | I wake up early. → Erken kalkarım. |
| Late | Geç | You’re late again! → Yine geç kaldın! |
| Soon | Yakında | The bus will come soon. |
| Now | Şimdi | It’s time to go now. |
| Later | Sonra | Let’s talk later. |
Örnekler
A: What time is it?
B: It’s three o’clock.
Türkçesi: Saat kaç? — Saat üç.
A: Do you have the time?
B: Yes, it’s half past six.
Türkçesi: Saati biliyor musun? — Evet, saat alti buçuk.
A: Excuse me, what time is it now?
B: It’s ten past nine.
Türkçesi: Afedersiniz, saat kaç su anda? — Dokuzu on geçiyor.
A: Could you tell me the time, please?
B: Sure. It’s a quarter to eight.
Türkçesi: Bana saati söyler misiniz lütfen? — Tabii, sekize çeyrek var.
A: What time does your class start?
B: At nine o’clock sharp.
Türkçesi: Dersin saat kaçta basliyor? — Tam dokuzda.
A: Is it lunchtime yet?
B: Almost. It’s eleven fifty-five.
Türkçesi: Ögle yemegi vakti geldi mi? — Neredeyse, saat on ikiye bes var.
A: What time do you usually get up?
B: Around seven in the morning.
Türkçesi: Genellikle saat kaçta kalkarsin? — Sabah yedi civarinda.
A: What time is your meeting?
B: It’s at two thirty.
Türkçesi: Toplantin saat kaçta? — Saat iki buçukta.
A: Do you know the time?
B: It’s five to ten.
Türkçesi: Saati biliyor musun? — Saat ona bes var.
A: When does the movie start?
B: At a quarter past eight.
Türkçesi: Film ne zaman basliyor? — Sekizi çeyrek geçe.
A: What time do you finish work?
B: At six o’clock.
Türkçesi: Isten saat kaçta çikiyorsun? — Altida.
A: What time is your train?
B: It leaves at ten to five.
Türkçesi: Trenin saat kaçta? — Bese on kala kalkiyor.
A: Is it late?
B: No, it’s only twenty past four.
Türkçesi: Geç mi oldu? — Hayir, saat sadece dördü yirmi geçiyor.
A: What time do you go to bed?
B: Usually around eleven.
Türkçesi: Saat kaçta yatarsin? — Genelde on bir civari.
A: What time is it in London now?
B: It’s two hours behind us — so it’s 5 p.m. there.
Türkçesi: Su an Londra’da saat kaç? — Bizden iki saat geri, yani orada saat bes.
A: When’s our next class?
B: At ten past three.
Türkçesi: Bir sonraki dersimiz ne zaman? — Üçü on geçe.
A: What time does the shop open?
B: It opens at nine thirty.
Türkçesi: Magaza saat kaçta açiliyor? — Dokuz buçukta.
A: What time is the bus coming?
B: In ten minutes — it’s due at seven twenty.
Türkçesi: Otobüs ne zaman geliyor? — On dakika içinde, saat yedi yirmide.
A: Is it already nine?
B: No, it’s still eight forty-five.
Türkçesi: Saat dokuz oldu mu? — Hayir, hâlâ sekiz kirk bes.
A: What time do you have lunch?
B: At half past twelve.
Türkçesi: Ögle yemegini saat kaçta yersin? — On iki buçukta.
A: When does the meeting end?
B: At a quarter to four.
Türkçesi: Toplanti ne zaman bitiyor? — Dörde çeyrek kala.
A: What time should I call you?
B: Call me around ten thirty.
Türkçesi: Seni saat kaçta arayayim? — On buçuk civarinda ara.
A: What time is your flight?
B: At five fifteen in the morning.
Türkçesi: Uçagin saat kaçta? — Sabah bes on beste.
A: When do you usually exercise?
B: Every day at six a.m.
Türkçesi: Genelde ne zaman egzersiz yaparsin? — Her gün sabah altida.
A: What time is it on your watch?
B: It’s exactly nine o’clock.
Türkçesi: Saatinde kaç görünüyor? — Tam dokuz.
A: What time is dinner tonight?
B: At seven sharp. Don’t be late!
Türkçesi: Bu aksam aksam yemegi saat kaçta? — Tam yedide. Geç kalma!
A: What time do the shops close?
B: Most close at ten p.m.
Türkçesi: Magazalar saat kaçta kapaniyor? — Çogu saat onda kapaniyor.
A: What time is sunrise?
B: Around six twenty-five.
Türkçesi: Günes kaçta doguyor? — Yaklasik alti yirmi bes.
A: What time does your favorite TV show start?
B: At eight thirty every night.
Türkçesi: En sevdigin dizi saat kaçta basliyor? — Her aksam sekiz buçukta.
A: What time is it now?
B: It’s midnight. Time to sleep! ??
Türkçesi: Saat kaç simdi? — Gece yarisi. Uyuma vakti!