1. Anasayfa
  2. Hayat Bilgisi

Fatih Altınöz’ün Narsizmi Tarif Ettiği İnsan


Ben var ya Ben. Ben, müthişim. Ben, olağanüstüyüm ve çocukluğumdan beri bu böyledir. Çok bilirim. Ne yapayım, elimde değil. Çok zekiyim. Çabuk öğreniyorum. Bulunduğum ortamlarda sürekli benden söz edilmesine bayılırım. Benim bulunduğum yerde bütün yollar bana çıkar. Ben dinlemem. Dinletirim. Hayır, dinlesem ne olacak? Diyelim, dinledim. Karşımdaki ne söyleyebilir? Benim gibi şaşırtıcı, dahice kaç cümle kurabilir? Hemen her yerde, her zaman en göz kamaştırıcı, en parlak, en esprili, En insan benim. Çevremde beni anlayabilecek düzeyde insanların olmasını istemez miyim? Ahh! Ne çok isterim. Ama, yok. Yok kardeşim, bu memleketten benim ayarımda insan çıkmıyor……. Mükemmelim. Gencim. Güzelim. Etkileyiciyim. Herkes bana aşık. Ama üzgünüm. Sudaki aksimi görmüşüm bir kere… ……… Ben var ya ben. Müthişim. İnsanüstü ve olağanüstüyüm (Sen var ya sen. Sen olsa olsa pilav üstüsün). Ben yaratıcıyım. Ben en yaratıcıyım. Yaratmak kolay mı? Zor, çok zor….. Bakıyorum da, Nietzche, Rimbaud, Arthud gibi benim ayarımdaki dehaların hepsi biraz deli. Demek ki ben de biraz deliyim. Deli ne yapar? Beklenmeyeni yapar. O zaman ben de yaparım. Ne istersem yapmaya hakkım var. Herşeyin en iyisine ben layığım. Çünkü ben yaratıcıyım. Etrafımdaki hıyarlar gibi ipe sapa gelmez mesleklerde, sıradan meselelerle ömrümü geçirmiyorum (Hıyar sensin). Ben acı çekiyorsam, bütün insanlık için çekiyorum. Ben bir acı çektim mi, mükemmel çekiyorum.

Ben var ya ben. Söylemiş miydim, bilmiyorum. Ben En’im. Ben artı sonsuzum. Belki de ölümsüzüm. Yani o kadara kadar. Düşünsenize benim gibi birinin öldüğünü. Ben! Tanrım! Her akşam yatarken düşünüyorum. Resmi daireler ve okullar tatil. Bayrakların boynu bükük. Ülke yasta. İntihar edenler, ağlayanlar, üstünü başını paralayanlar. Hayranlarım televizyonda yaşlı gözlerle, titrek seslerle “O başkaydı.”, “Onun gibisi bir daha gelmez.”, “Onsuz hayatın anlamı yok!” diyorlar.

Ben kendimi canlı canlı çok seviyorum. Aman! Ölüm dedim de, ölümden çok korkarım. Yahu, bir türlü inanamıyorum benim gibi bir dehanın ölebileceğine. Çekemeyenim çok. Timsah gözyaşları dökerler arkamdan. Gerçi cenazem bile yeter onlara be! Kortejin bir ucu burada, öteki ucu on kilometre ötede. Görürler onlar günlerini. Belki de daha kısa ama seçkin bir kalabalık. Bu memleket vasat insanlardan müteşekkil bir memleket. Yükseleni tutup ayağından çekenler ülkesi. Londra’da doğsaydım, böyle mi olurdu ya? Şimdi beni bütün dünya bilirdi (Ama Kandıra’da doğdun. Ve dünya seni hiç bilmeyecek). Hakikaten ya, beni bilmeyenler olabilir mi? Zannetmiyorum. Varsa eğer, çok yazık gerçekten. Onlar için çok üzüldüm bak şimdi.

Ben mükemmelim. Muhteşemim. Ben en birinciyim. Ben en büyüğüm. Küçük dağları ben yarattım. Büyükleri Allaha bıraktım. Allah bugün çok meşhursa, sayemdedir. Ben bir harikayım. Aşkınım. İnsanüstüyüm. Kimse bana ulaşamaz. Çok yükseklerdeyim. Ne işim var benim, bu memlekette?